Hz. Peygamberimizin (s.a.v.) Mekke’de yaşadığı olaylardan bildiğiniz birini söyleyiniz.
Cevap : Hz. Muhammed (s.a.v.) otuz beş yaşlarında idi. Kâbe; su baskınları, sel vb. nedenlerle hasar görmüştü. Mekkeliler bir araya gelerek Kâbe’yi tamir etmek istediler. Tamir esnasında, Hacerü’l-Esved adlı siyah taşın yerine konulmasına sıra gelince anlaşmazlığa düştüler. Çünkü her kabile, kutsal kabul edilen bu taşı yerine kendisi koymak istiyordu. Anlaşmazlık çatışmaya dönmek üzereyken içlerinden yaşlı biri, Kâbe’ye ilk gelecek kişinin hakem olmasını teklif etti. Bu teklif bütün kabilelerce benimsendi. Aradan bir süre geçtikten sonra Mekke halkının güvenini kazanan Hz. Muhammed (s.a.v.) Kâbe’nin avlusunda göründü. Mekkeliler onun gelmesine çok sevindiler. Çünkü onun adil, dürüst, güvenilir bir insan olduğunu biliyorlardı. Durumu, Hz. Muhammed’e (s.a.v.) anlattılar. O, Hacerü’l-Esved’i bir sergi üzerine koydu. Her kabileden bir kişinin, serginin ucundan tutmasını istedi. Kabile temsilcileri taşı konulacağı yere kadar getirince, o onu aldı ve Kâbe’deki yerine koydu. Hz. Muhammed (s.a.v.), böylece yaptığı bu hakemlikle hem muhtemel bir çatışmayı önledi hem de kendisine duyulan güven ve saygınlığı bir kat daha artırdı.
Hz. Muhammed (s.a.v.), otuz beş yaşından itibaren her yıl ramazan ayında Mekke yakınlarında bulunan Nur Dağı’ndaki Hira Mağarası’na giderdi. Burada evreni, canlı cansız tüm varlıkları yaratan Allah’ın (c.c.) kudretini ve yüceliğini düşünürdü. İnsanlığı, içinde bulunduğu kötü durumdan ve sıkıntılardan kurtarması için Yüce Allah’a (c.c.) dua ederdi. 610 yılının ramazan ayında bir gün yine Hira Mağarası’ndayken Cebrail (a.s.) adlı melek, Peygamberimize (s.a.v.) geldi ve ona, “Oku!” dedi. Peygamberimiz (s.a.v.) okuma bilmediğini söyledi. Bu konuşma aralarında üç kez tekrarlandı. Üçüncüde Peygamberimiz (s.a.v.), “Ne okuyayım?” deyince Cebrail (a.s.) ona Alak suresinin ilk beş ayetini okudu.